ASTSUBAY'DAN KOMUTANLARA: BİZİ DİNLEMEDİLER, SONUCUNA KATLANSINLAR
			RADİKAL
http://www.radikal.com.tr/turkiye/astsubaydan_komutanlara_bizi_dinlemediler_sonucuna_katlansinlar-1173177
Astsubay’dan komutanlara: Bizi dinlemediler, sonucuna katlansınlar
Afyonkarahisar’da 25 askerin şehit olduğu mühimmat deposundaki patlamayla ilgili görülen davada ifade veren Astsubay Hasan Akıska, rütbeli komutanları depolar konusunda uyardıklarını belirterek "Bizi dinlemeyen komutanlar şimdi bunun sonucuna katlanmalıdırlar" dedi.
ESKİŞEHİR  – Eskişehir Askeri Mahkemesi’nde görülen davanın 5. duruşmasının 2.  oturumunda dinlenen tanık Akıska, patlama öncesinde Binbaşı Ali Duran’ın  birliğe katıldığını, mart ayından itibaren Susurluk lağvedileceğinden  dolayı mühimmatların kendi birliklerine gönderileceğinin iletildiğini  anlattı. Akıska, “Biz de o zamanki bölük komutanımız Murat Yarbaya  depolarımızda yer olmadığını ilettik. Biz ‘yeterli                  zaman                verirseniz bu işi yavaş yavaş yapabiliriz’ dedik. Murat  Yarbay, telefonla durumu Mühimmat Komutanlığı’na bildirdi. Ancak yeni  gelen bölük komutanımız Ali Binbaşı, ilk geldiği gün ‘Ben bilmem o iş  bitecek’ dedi.” diye konuştu. 
  "BİNBAŞI’YA ‘DEPOLARDA YER YOK’ DEDİK AMA ‘O BU İŞ BİTECEK’ DEDİ"   "BİZİ DİNLEMEYEN KOMUTANLAR ŞİMDİ BUNUN SONUCUNA KATLANMALIDIRLAR"   "                   "PATLAMA SONRASI BİRLİĞE 10 NUMARA KAMERA SİSTEMİ KURULDU"   "DELİKANLIYSALAR DİĞER PERSONEL GELİP MAHKEMEDE KONUŞSUN"   SAVCI: ‘TANIK MAHKEMEDE ÜSTLERİNE KARŞI HÜRMET BAKIMINDAN YÜKÜMLÜDÜR’   Bunun üzerine söz alan sanık Ali Duran’ın avukatı Gürkan Aydoğan  Yolyapan, Savcı Er’in açıklamalarına katılmadığını kaydetti. Avukat  Yolyapan, “Ben savcının söylediklerine katılmıyorum. Eğer böyle olursa  tanık veya sanık üzerinde rütbe baskısı oluşur. Bu kabul edile
 Kendisinin, daha sonra göreve gelen Ali Duran Binbaşı’ya depolara  mühimmat koyma işinin riskli olduğunu bizzat ilettiğini aktaran tanık  Akıska, o anı şu sözlerle dile getirdi: “Ali Binbaşıya ‘efendim  depolarda yerimiz yok. 38 depomuz var, gelin birlikte gezelim, yer  olmadığını gözünüzle de göreceksiniz. Hatta depolarda zamanında  kontrolleri yapılmayan fazla mühimmatlar da var.’ dedim. Ardından izne  ayrılmak istediğimi söyledim. Binbaşı Ali Duran da ‘Benim işim seninle  değil, Murat Astsubay’la. Kardeşim bu iş bitecek. Mühimmatları buraya  yerleştireceksiniz.’ dedi.” 
 Daha sonra kendisinin Murat Astsubayla da bu depolara gelen  mühimmatların sığmayacağını konuştuğunu belirten tanık Akıska, şöyle  dedi: “O da ‘bölük komutanı sıkıştırıyor ne yapalım’ dedi. Patlayan 32  nolu mühimmat deposu benim sorumluluğumdaydı. Getirilen sandıklar 1950  yılından kalma olduğu için farklı boyutlardaydı. 5 depodan çıkartılan  mühimmatlar 2 depoya sığdırıldı. Biz defalarca o mühimmatları bu  depoların almayacağını ilettik. Sağ olsunlar bizi dikkate almadılar. O  zaman bizi anlamayan, dinlemeyen komutanlar bunun sonucuna  katlanmalıdırlar diye düşünüyorum. Ayrıca, gece çalışma yapılacak bir  durum da söz konusu değildi. 50-100 kilo ağırlığındaki sandıkları  askerler taşıyordu. Ben bile bu kadar ağırlıktaki sandıkları ancak bir                  
 Patlamanın olduğu birliğin, Türkiye’nin en düzenli, tertipli birliği  olduğunu, bu kapsamda 2008 yılında Türkiye’nin örnek mühimmat birliği  seçildiğinin altını çizen tanık Akıska, patlamadan sonra bölük  komutanlığında olaya ilişkin bazı kayıtların değiştirildiğini iddia  etti. Tanık Akıska, “Olay sonrası karargâhta E.K. adlı yazıcı görevinde  bulunan askerin geceleri çalıştığını, olaya ilişkin bazı kayıtları  değiştirdiği yönünde bilgiler duydum. Bunu daha önce mahkemeye ilettik.”  dedi. 
 O dönem için mühimmat depoları içerisinde yaklaşık 4 depo kadar  mühimmatın imha edilmesi için Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emir  beklendiğini hatırlatan tanık Akıska, o mühimmatların neden halen imha  edilmediğini, kendisinin de anlamadığın                  
 Mahkemede, birlikte görevli çalışma arkadaşlarına da çağrıda bulunan  tanık Akıska, diğer tüm personelin mahkemeye gelip bildiklerini  anlatması tavsiyesinde bulundu. Tanık Akıska, “Ben nasıl buraya gelip  her şeyi açıklıkla anlatıyorsam, diğer çalışanlar da gelip delikanlı  gibi çıkıp anlatsın. Gelip burada konuşsunlar. Kimsenin arkasını  korumasınlar. Delikanlıysalar gelip burada bildiklerini, gördüklerini  tek tek mahkemeye anlatsınlar. Kimse susmasın, olanları, yaşadıklarını  mahkeme huzurunda ifade etsinler. Konuşmamak vatan ve millet sevgisi  değildir. Ben buraya gelip bildiklerimi, gördüklerimi, duyduklarımı,  yaşadıklarımı mahkeme huzurunda anlatıyorum.” diye ifade etti. 
 Mahkemede söz verilen askeri savcı Erol Er de tanık Akıska’nın  beyanlarına bir diyeceğinin olmadığını ancak tanığın sanıklar ve  şüpheliler hakkındaki ifade ve konuşmalarına dikkat etmesi gerektiğini  belirtti. Duruşmanın yapıldığı yerin askeri mahkeme olduğunu hatırlatan  Savcı Er, “Ancak tanık sıfatı kişiye olayın aydınlatılması yetkisi ve  mükellefiyetini yükler. Tanık sıfatı, sanık dahi olsa üstüne saygı ve  hürmet yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Bu kapsamda tanık şüpheli ve  sanıklardan bahsederken saygı ve hürmet içerisinde, nizamlı, intizamlı  olmalı. Buranın bir kuralları var. Askeri kuralların ve nizamları  uymalı. Buraya gelecek tüm personelin bu konuda uyarılmasını talep  ediyorum." ifadesini kullandı. 
mez.  Burası mahkemedir. Mahkemede sanıklar, şüpheliler isimle hitap  edilebilir. Bunda bir sıkıntı yoktur.” dedi. (cihan)