17 EKİM ASSUBAYLAR GÜNÜ…

08/10/2012 10:36 AM

20.303

http://www.habername.com/yazi-inci-kayar-17-ekim-assubaylar-gunu-…-9002.htm

17 Ekim Assubaylar Günü …

Ülkemizde 17 Ekim’de ilk kez kutlanacak Assubaylar Gününe az bir zaman kala heyecanlar, umutlar ve sevinçler son safhada. Tabi ki heyecan ve sevinç ve ayrıca umut olacak assubayımda. Assubaylar hiç yaşamadıkları önemsenmeyi saygı duyulmayı hissedecekler. Hiç duymadıkları gururu onuru yaşayacaklar. Tek gün dahi olsa bu bizim günümüz diyecekleri bir günleri olacak. Hani sanki sevilmiyorlarmış da 365 günün tek günü bağırlara basılan anneler babalar sevgililer günleri misali tek gün 24 saat bunu yaşayacaklar. Hani o günlerde ticaret hızlanır para akışı çok olur o günün anlam ve önemine binaen satışlar rekor kırar ya aman o günlere asla dönmesin bu anlamlı gün. Assubayımız verilen bu bir gün için çocuk masumluğuyla sevinirken üyesi olduğumuz NATO ve güçlü ülke olarak bilinen ABD bir tek günle yetinmeyip, NATO 2008 yılını, ABD ise 2009 yılını assubaylar yılı olarak kutlayarak mensuplarına verdiği önem ve değeri 365 gün olarak ortaya koymuştur. Bizler ki assubayların statülerine dayalı görev temellerini atarken ABD’den örnek almadık mı? Benim assubayımın senin assubayından önemsiz mi ki içişlerimize karıştığın her alanda olduğu gibi asssubayımın da ordudaki durumuna müdahale gücünü bulmuşsundur.

17 Ekim assubayların günleri dedim yazımın başında şimdi soralım o zaman aysbergin üstünde ve altındaki sorunların varlığı devam etmekte midir? Yoksa gelir amacıyla hatıra şapka, tişört, vazo vb. şeylerin satılacağı bir show gününe mi dönüşecektir bu anlamlı gün. Kaldı ki bu konuda gelen maillerde mevcuttur. Benim şimdi burada tüm hassasiyetimle yazmak istediğim konu tek gün bile olsa artık sorunların çözümüne eğilmektir. Bilmediğimiz veya bilip de adam sen de denilen pek çok bilgilerin değerlendirmelerinin çözüm üretme bazında ele alınması amaç olmalıdır artık. Aslında böylesi günler bayram günleri değildir. Ne acıdır ki kanayan yaralarla bugünler uygun görülmüştür bu günler verilenlerine.

Bugüne kadar köşemden assubayların sorunları ile ilgili pek çok yazılar yazdım tabii ki sadece ben değildim bu sesleri duyuran hassas olan gönüller olarak omuz omuzaydık her daim. İnsanca yaşam hakkı bazında ele alındı tüm bu sorunlar ve çoğuna çözüm bulunsa da çoğu da hala beklemede kalanlarda olmuştur. İşte yapılması gereken sadece ne istediğimizi bilmek ve bu doğrultu da talepleri uluslar arası bazda da değerlendirerek yetkililere iletme yollarını bilmektir.

Dayanışma önemlidir TEMAD, Subaylar Derneği vs. birleşmeler var ülkemizde. Onları ben bir kenara bırakarak CİOR kısa adı ile Nato Müttefikleri Arası İhtiyat Subayları Konfederasyonu olarak bilinen dayanışmadan söz etmek istiyorum. Zira adı dayanışma Birliği olarak geçen bu kuruluş, sosyal aktivitelerin yoğun olduğu sosyalleşme kuruluşu gibi görünse de dünyanın dengesinin değişmesinde çok önemli etkiye sahiptir aslında. Yadsınamaz bir durum vardır ki o da hepimizin bildiği gibi en ciddi kararlar yemek başında ya da sosyal aktivitelerde alınır ve uygulamaya konulur.

Nedir Cior yani Nato Müttefikleri Arası İhtiyat Subayları Konfederasyonu ordunun sosyalleşmesidir. Görünür de amaç Nato üyesi ülkelerinin silahlı kuvvetlerinin birbirleriyle subay astsubay ayrımı olmaksızın sadece sosyalleşmesidir. Yani bir olmaktır yani omuz omuza olmaktır bir amaç için. Amaç nedir ülkelerin, dünyanın güvenliğidir. Amaç nedir insanı insan olarak algılamaktır insan haklarıdır. Türkiye’de bu konfederasyonun üyesidir. 2008 yılında İstanbul’da kongresi yapılan bu Konfederasyonda yapılan sosyalleşme aktivitelerinden ve alınan pek çok kararlardan kimlerin haberi vardır ve hangi lehte kararlar uygulamadadır bu konu muallaktadır. Bunu görevde olan ve emekli olan Silahlı Kuvvetleri mensupları gayet güzel tespitleriyle kamuoyunu zaman zaman aydınlatmışlardır. Sizde bu kongreye katılımla ilgili eminim ki içiniz de soracağım soruları soruyorsunuzdur. İşte sorduğunuza inandığım sorular; konusu ülkenin güvenliği olmakla birlikte subay ve assubayları direkt ilgilendiren kararların alındığı toplantılara kimler ne oranda katılmaktadır? Bunların değerlendirilmesi yapılıyor mu? Pastanın parçalarının en büyüğünden nasiplenenler kimlerdir? Kimin elini taşın altına koymasıyla kim kar etmektedir? Ya da ordu nerede ve nereye gidiyor? gibi soruları veya daha da derin konulardaki sorularınızla inanıyorum ki kritik yapıyorsunuz aranızda. Hani bir söz vardır. Lafla peynir gemisi yürümez evet gerçekten de yürümez. Kahve muhabbeti gibi işte şöyledir böyledir deme zamanı değildir artık. Assubayımla ve ülkesiyle veya daha da açalım çemberi millet ile ilgili alınan kararlarda hepimizin de hak vebali olacaktır.

Bu vesileyle gününüz kutlu olsun Peygamber Ocağımızın Assubayları…