ASKER SIKINTILI: VURSAK BİR DERT VURMASAK BİR DERT
			RADİKAL
http://www.radikal.com.tr/politika/asker_sikintili_vursak_bir_dert_vurmasak_bir_dert-1196583
Asker sıkıntılı: Vursak bir dert vurmasak bir dert!
Radikal.com.tr – Diyarbakır’daki bayrak indirme olayının ardından hem iktidarın hem de muhalefetin sert eleştirisiyle karşılaşan TSK’dan, "asker arkamda kimse durmaz psikolojisinde" açıklaması geldi. Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’in bugünkü yazısında askerin ağzından aktardıkları şöyle:
Diyarbakır İkinci Hava Taktik Komutanlığı bahçesindeki Türk bayrağının, Lice’de iki kişinin hayatını kaybettiği çatışmayı protesto eden bir grup tarafından indirilmesi siyasetin gündemine oturdu. İktidar ve muhalefet liderleri yaptıkları açıklamalarda birbirlerine yönelik eleştirilerinin yanı sıra güvenlik güçlerini de hedefe koymuş durumda. Başbakan Erdoğan “Orada görevli olan askerdi, komutandı, teftişten sonra bedelini ödeyecek” dedi. MHP lideri Bahçeli ise Meclis grup konuşmasında sert eleştilerinin yanına “2. Taktik Hava Kuvvet Komutanı ve Genelkurmay Başkanı istifa edecek kadar erdemli ve onurlu olmayı deneyecekler mi” sorusunu da ekledi.
 SİYASİ İRADE OLMADAN OLMAZ
 İktidar ve muhalefetten gelen bu eleştirileri bölgedeki güvenlik güçleri  nasıl değerlendiriyor? Güvenlik birimlerinin, ‘Lice’ ve ‘bayrak  indirme’ konularındaki eleştirilere bakışını birkaç başlık altında şöyle  sıralayabiliriz: 
 1. Muhalefetten gelen eleştiriler genel olarak ‘siyasi’ algılanıyor.  Ancak hükümetten ve özellikle de Başbakan’dan gelen eleştiriler güvenlik  birimlerinde ‘sıkıntı’ yaratıyor. 
 2. Çok zor bir psikoloji altında görev yaptıklarını vurgulayan bir  yetkili, içinde bulundukları durumu “Vursak bir dert. Çünkü siyasi  iktidar çıkıp ‘Çözüm sürecinde sen neden ateş ettin?’ diyor. Vurmasak  işte gördünüz başka dert. Bu kez de ‘Neden indirmedin?’ deniyor.  Arkanızda siyasi irade göremeyince nasıl müdahale edeceksiniz? O irade  olmadan olmaz” sözleriyle anlatıyor. 
‘ARKAMDA KİMSE DURMAZ’ PSİKOLOJİSİ
3. Lice’de, mevziye sızmaya çalıştığı ileri sürülen Ramazan Baran isimli 24 yaşındaki gencin askerlerce öldürülmesi üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan incelemede, o sırada görev yapan 30 askerin silahları toplatıldı. Bayrak indirme hadisesi de bundan bir gün sonra yaşandı. Lice’deki olaydan sonra başlatılan soruşturmada askerlerin tüfeklerinin toplanmasının, Diyarbakır’daki bayrak hadisesinde psikolojik etkisi olduğunu savunan kaynaklar, “Orada da askerler ‘Müdahale etsek arkamızda kimse durmaz’ demiş olabilir” değerlendirmesini yapıyor. Çözüm süreci başladığından bu yana bölgedeki güvenlik güçlerinin operasyon yetkisinin elinden alındığını da anımsatan kaynaklar, “Bizim elimiz kolumuz bağlı. Terörist gördüğümüz her yerde o kentin valisine bildirim yapıp operasyon izni istiyoruz. Bu izin ya verilmiyor ya da operasyonu yapılamaz hale getirecek şekilde geciktiriliyor” bilgisini veriyor.
 POLİS NEDEN ENGELLEMİYOR? 
 4. Güvenlik birimleri Diyarbakır’daki hadisede, polisin tavrını da  sorguluyor. Güvenlik uzmanları bu konuyu “Askeri bölgenin sınırında o  gösterilere neden polis müdahale etmiyor? Oradan içeri yüzlerce taş  atılıyor, neden engellenmiyor?” şeklinde sorgulamakta. 
 5. Olayla ilgili idari soruşturma başlatılmış durumda. Soruşturma  kapsamı Diyarbakır’daki komutanlığın en üst yetkilisi olan korgenerale  kadar yükselebilir. Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel ya da Hava  Kuvvetleri Komutanı Org. Akın Öztürk’ün istifası ise şu anda gündemde  yok. 
 TEK AKILLI KONUŞAN ARINÇ
 6. Erdoğan’ın açıklamalarını ‘sıkıntı verici’ bulan güvenlik birimleri,  Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Eğer sabır olmasaydı, hükümetin  siyasi iradesine bağlılık olmasaydı, bayrak direğine çıkmaya çalışıp o  bayrağı oradan indirmeye cüret eden insana cezası o anda verilirdi”  sözlerini ise ‘olumlu ve akıllıca değerlendirmeler’ olarak görüyor. 
 KILIÇDAROĞLU: TÜM BÖLGE HALKI DÜŞMAN DEĞİL 
 Askerlerin kafasındaki bu kaygıları Meclis’te                  CHP                Genel Başkanı                  Kemal Kılıçdaroğlu                ile de konuştuk. Grup toplantısında bayrak indirme  hadisesi konusunda doğrudan siyasi otoriteyi hedef alan Kılıçdaroğlu,  odasındaki sohbetimizde de şunları söyledi: Hükümetin talimatı var:  Askerin ne yaptığı belli. Siyasi iradenin direktifini uyguluyor. Bülent  Arınç da söylüyor zaten. Siyasi irade ateş etmeyeceksiniz demiş, onlar  da ateş etmiyorlar. Asker bütün itibarını yitirdi. Ama bizim muhatabımız  hükümet. Kanunsuz emre uyulmaz: Bir bayrak indirilmez. Normalde  müdahale edilmesi lazım. Ama hükümetin kesin talimatı var herhalde ki  herhangi bir şey yapılmıyor. Ancak kanunsuz emre kimse uymaz. Bayrağın  indirilmesine dahi müdahale etmeyin diye talimat gidiyorsa kanunsuz  emirdir. Tüm bölge düşman değil: Bir kişi bayrağı indirdi diye bütün  bölge halkını düşman ilan etmek veya karşımıza almak doğru değil. Tam  tersine bayrak hepimizin ortak bayrağıdır. Herkesin bu duyarlılığı  taşıması lazım. Erdoğan tabana mesaj veriyor: Erdoğan kişisel kariyeri  için bu toplumu ayrıştırıyor, toplumu bölüyor. Derdi çatışma değil.  İnsanlar ölebilir de. O kendini Cumhurbaşkanlığı’na taşıyacak süreci  inşa ediyor. Bu da bir provokasyon. Askere talimat veriyorsun ‘Hiç  dokunma’ diye. Sonra bayrak indirilince aslan kesiliyorsun. Neden? Belli  bir tabana mesaj vermek için. Bölünme üzerine inşa etmiş bütün  politikalarını. Yurttaşların bu konuda sağduyulu davranmaları gerekiyor.  Bizi dinleseler terör marjinalleşirdi: Biz 17 maddelik özgürlük ve  demokrasi bildirgesiyle olması gerekeni söyledik. Onun içinde yüzde 10  seçim barajından Diyarbakır Cezaevi’nin müzeye dönmesine kadar her şey  var. O önerilerin tamamı gerçekleşse terör marjinalleşirdi. Ama bu  konuda bize bilinçli olarak hiç bilgi verilmedi. Bu işin çözüm yeri  Meclis’ti. İlk düğme yanlış iliklendi ve sonrası da yanlış gidiyor.