ASKERLİK = DAYAK VE HAKARET MİDİR?

Askerlik = Dayak ve hakaret midir?

"ARDAHAN İli Posof İlçesi Söğütlükaya Köyü’ne bağlı bir dış karakolda er olarak askerliğimi yapıyorum. Karakolda erlerin her biri görevlerini tam ve eksiksiz yapmalarına rağmen karakol komutanı Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş D.K. her sabah içtimasında tüm askerleri olmayacak şeyler yüzünden azarlayarak, bağırıp çağırıp hakaret ederek kendini tatmin ediyor. Herhangi bir ere ne sevgi ne de saygı gösteriyor. Psikolojimiz bozuldu!.."

"Başçavuş O.Ç. seslenerek beni yanına çağırdı. Gittim ‘Emredin komutanım’ dedim. ‘Ben izin vermezsem nasıl çarşıya çıkacaksın?’ dedi. ‘İzin vermezseniz çıkamam komutanım’ dedim. Tekrar sordu, aynı şekilde cevap verdim. Kafamı çevirmemle yediğim tokat başımı döndürdü. Elimi yüzüme getirerek kendimi korumaya çalıştım ama fayda etmedi. Elimi çekip tekrar vurdu. Başımın dönmesi arttı, ‘Yapmayın komutanım’ dememe rağmen vuruşlar devam etti. Yere düştüm ağlayışlar içinde. Tökezleyerek kalktım, gözümün önünü görmüyordum. Kademe içindeki lavaboya yöneldim. Orada bayılıp kalmışım…"

"Babam askerde sakatlanıyor. Çürüğe çıkarıyorlar. Babama ‘Yaşadığına dua et’ diyorlar, o da öyle yapıyor. Olay şöyle olmuş: Babam yemek saatlerinde arkadaşlarını çağırmaya gidiyor, o sırada askeri bir cip arabasının arkasına oturup gazete okumaya başlıyor. Arabanın çalışmasıyla geri gelmesi bir oluyor ve teker babamın üzerinden geçiyor. Arabayı çalıştıran şoför değil, binbaşının oğlu. Arabanın şoförü koşuyor, teker babamın üzerinde kaldı zannedip o da ileriye sürüyor ve babam komalık oluyor. Beli ve sağ diz kapağı parçalanıyor. O gün bugündür babam sakat. Aylarca hastanede kaldıktan sonra askerlik yapamaz raporu verip yolluyorlar. Ne arayan var ne soran… "

"Diskoya girdiğimde disko görevlisi Urfalıydı. Biz ona Sedo diyorduk. Acıma duygusu diye bir şey yoktu. Benden önce orada olan askerlere de kan kusturmuştu. ‘Bak sen Urfalısın, ben Muşluyum, bana iyi davran’ dedim. ‘Sana iyi davranırsam beni bu görevden alırlar’ dedi. Sedo ne kendisini yatırdı ne bizi. Geceleri sabaha karşı yere deterjan döküp su hortumuyla temizlememizi istedi. Sabahlara kadar bizleri çeşitli şekillerde süründürdü."

"Nöbet tutarken istemeyerek uyuya kaldım. 6 saat nöbet tutmam, kalan zamanda mıntıka temizliği yapmam yüzünden oldu. Bölük komutanı beni yanına çağırdı ve tokatlamaya başladı. Sonra 7 gün disko cezası aldım. Cezamın ilk günü üstümüzü soyup iç çamaşırla bıraktılar ve botlarımızın iplerini çıkararak botları önümüze attılar. Bana ‘Sana o kadar çektireceğiz ki kendini asma diye ipleri aldık’ dediler. Çakıl taşlarının üzerinde çıplak şekilde süründürdüler, gece soğuğunda uykudan kaldırıp soğuk su döktüler ve buna benzer birçok işkence… Ben vatanını milletini seven biri olarak bu yapılanları hak etmediğimi düşünüyorum. Bir vatan hainiymişim gibi yapılan bu muamele çok onur kırıcıydı. Hatta intihar etmeyi bile düşündüm."
Yukarıda okuduğunuz ifadeler, "Zorunlu Askerlik Sırasında Yaşanan Hak İhlalleri" raporundan seçtiklerim. Daha nicesi var…
Şimdi gelelim sayılara… Kötü muameleyi ayıralım…
1- Hakaret % 48, 2- Dayak % 39, 3- Aşırı fiziksel aktiviteye zorlama % 16, 4- Yeterli sağlık hizmeti alamama % 15, 5- Tehdit % 13, 6- Orantısız cezalar % 9, 7- Şahsi işine koşturma % 5, 8- Uykusuz bırakma % 4, 9- Devrecilik % 4

Bir dönem Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı görevini yürüten, raporda emeği olan Anayasa Profesörü Zafer Üskül’e sordum: Askerlik eşittir dayak ve hakaret midir yani? Üskül yanıtladı: "Hayır değildir, olmamalıdır. Bu raporlar, ortaya koyduğumuz ifadeler halkı askerlikten soğutuyormuş gibi algılanıyor bazı çevreler tarafından. Ama aslında kim askerlikten soğutuyor? Bu hak ihlallerini gerçekleştirenler değil mi?"
Ve ekledi: "Haklarının ihlal edilmeyeceğini düşünen asker kendini güvende hisseder ve daha iyi bir asker olur!" www.askerhaklari.com