BABAMI BEKLERKEN: SENİN KAHRAMANIN BENİM BABAM

http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=30142087& 

Senin kahramanın benim babam!

İlginç ve duygulu sekiz baba kız hikâyesi

“Babamı Beklerken” adıyla Kaynak Yayınevi’nden çıkan kitapta birbirinden ilginç ve bir o kadar da duygulu sekiz baba kız hikâyesi bulunuyor.

Balyoz davası bu defa bambaşka bir yönüyle kitaplaştırıldı. Vatan Gazetesi İstihbarat ve Haber Araştırma Şefi gazeteci yazar Burak Bilge ile Psikolog Pelin Çınar, Balyoz Davası’ndan baba kız hikâyelerini yazdı.

MHP Milletvekili Emekli Korgeneral Engin Alan, Kıbrıs Savaş Madalyası, TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası ile TSK Başarı Madalyası sahibi. Bir bordo bereli ve terörle mücadelenin en etkili komutanlarından biri… Terörle mücadelede bir kahraman seçilse ismi verilecek belki de ilk kişi. 40 yıllık meslek hayatında TSK adına büyük hizmetlerde bulundu. Kıbrıs’ta kahramanca savaşıp gazi oldu, Özel Kuvvetleri komuta ettiği dönem Tümgeneral rütbesindeyken bile dağlarda savaşırken defalarca vuruldu. Abdullah Öcalan ve Şemdin Sakık’ın yakalanıp Türkiye’ye getirilmesi de onun döneminde oldu. Balyoz Operasyonu’nda gözaltına alındığında emekli olmuş ve artık TSK Güçlendirme Vakfı Genel Müdürlüğü yapıyordu. Cezaevi’ndeyken MHP’den milletvekili seçildi. Ancak bu da ona özgürlüğünü geri vermedi. Terörle mücadelenin kahramanı devlete göre artık bir terörist olsa da kızı Tülin’in hâlâ kahramanı ve babasıydı. Tülin’in babasıyla öyküsü ise Babamı Beklerken isimli kitapta yer aldı. İşte o hayat hikayesinden bir kesit…

Engin Alan Hem başarılı bir öğrenci hem başarılı bir futbolcuydu. Köklü okullar ve büyük kulüpler aynı anda peşinden koşuyordu. Ancak o asker olmayı seçti. Bir tanıdıkları sayesinde tanıştığı Nevin Hanım’a aşık oldu. Aslında Nevin Hanım’ın babası Yassıada’da yıllarca tutuklu yargılanmış bir DP’li belediye başkanıydı ve kızının bir askerle evlenmesine de karşıydı. Ancak başarılı olamadı. Engin Alan ve Nevin Hanım’ın evliliğinden Pelin ve Tülin isimli kızları oldu.

Moskova’da bir komando

Tülin doğduğunda Engin Alan İstanbul’daki Harp Akademileri’nde eğitim görüyordu. Tülin tüm akademi öğrencilerinin de neşesiydi. Hatta o dönem yine Alan gibi akademide eğitim gören Işık Koşaner bir yandan ayağında Tülin’i sallayarak uyutmaya uğraşır, bir yandan da ders çalışırdı. Tülin daha beş buçuk yaşındayken babasının tayini Moskova’ya çıktı. Tülin Moskova’da bale yapıyor, piyano çalıyor ve buz patenleri ile kayıyordu. Rusça ve İngilizce biliyor ve biraz da Arapça anlıyordu. Savaş kahramanı babası da sanata çok meraklıydı. Tülin babasıyla birlikte Bolşoy Tiyatrosu’nda Kuğu Gölü Balesi’ni izlediğinde henüz 5 yaşındaydı.

“Kaçılın Engin Alan geliyor”

Üç yıllık Moskova rüyasının ardından Engin Alan Bolu Dağ Komando Tugayı’nda tugay komutanı oldu. Ancak Moskova’nın ardından Bolu Tülin için tam bir kâbustu. Neredeyse üç yabancı dil biliyordu ama Türkçe anlamakta zorlanıyordu. Bu nedenle de okulda bir türlü arkadaş edinemiyordu. Okulun tüm çocukları toplanıp arkasından “Komünist” diye bağırıyordu. Tülin ise Ordu evinde kalan diğer ailenin çocuklarıyla bir çete oluşturmuştu. Çetenin görevi ordu evi bahçesindeki çiçekleri koparmaktı. Çimlerde oynar ve duvarlardan atlarlardı ancak hepsinin korkulu rüyası hiç tartışmasız Engin Alan’dı. Bir tehlike durumunda Tülin de dâhil olmak üzere tüm çocuklar “Kaçılın Engin Alan geliyor” diye toz olurlardı.

“Defol komutanın kızı”

Tülin lise çağlarında babasından hep ayrı yaşamak zorunda kaldı. Babası güneydoğuda terörle mücadele ederken Tülin Tekirdağ’da orduevinde yalnız kalıyor ve okula gidiyordu. Baba hasretine dayanamayınca Tekirdağ’dan okul kaydını Diyarbakır’a aldırmaya ve ailesinin yanında okumaya karar verdi. Fakat burada yaşadıklarına en fazla iki hafta dayanabilmişti. Tülin büyük heveslerle gittiği yeni okulunda hiç beklemediği bir tepkiyle karşılandı. Öğrencilerin tümü ona cephe almış arkasından “Defol buradan komutanın kızı” diye bağırıyorlardı.