BOZDAĞ: KOMUTAN OY VERİNCE SORUN OLMUYOR ERAT VERİNCE Mİ OLUYOR?

http://www.posta.com.tr/siyaset/HaberDetay/Bozdag–Komutan-oy-verince-sorun-olmuyor-erat-verince-mi-oluyor-.htm?ArticleID=143676

Bozdağ: Komutan oy verince sorun olmuyor erat verince mi oluyor?

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Komutanlar oy kullanınca, eğilimleri belli olunca orduya siyaset girmiş olmuyor da erat verince mi oluyor? Bugüne kadar kullanılması nasıl orduya siyasetin girmesini sağlamamışsa bundan sonra da sağlamaz. Eratın, askeri öğrencinin oy kullanması kışlaya siyasetin girmesi anlamına gelmez" dedi.

Bozdağ, A Haber’in canlı yayınına katılarak, gündeme dair soruları yanıtladı.

Seçilme yaşının 18’e indirilmesi konusunda dünyadaki uygulamalara bakılması gerektiğine, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 19 ülkede seçilme yaşının 18, birçok ülkede de 21 olduğuna işaret eden Bozdağ, seçilme yaşının 25 olduğu ülke sayısının Türkiye dahil 4 olduğunu söyledi.

Seçme hakkının kullanım itibarıyla seçilmekten daha zor olduğunu ifade eden Bozdağ, "Seçmek mi zor, seçilmek mi? Kimin cumhurbaşkanı, milletvekili, belediye başkanı, başbakan olacağına karar vermek, seçmek zordur. 18 yaşındaki gence ’cumhurbaşkanı, milletvekili, başbakan seçeceksin’ diyeceksin, seçilmeye gelince ’kardeşim bu çoluk çocuk işi mi?’ diyeceksin. Milletvekili seçilme yaşını 25’e indirdik, kaç tane 25 yaşında vekil var. 18 yaşına inerse parlamento 18 yaşını doldurmuş kişilerle dolacak diye bir şey yok. 25 yaşına indi, ama 25 yaşındaki milletvekilleriyle dolmadı. 30’unda, 50’sinde, 60’ında milletvekili var" diye konuştu.

Bozdağ, seçilme yaşının 18’e indirilmesi halinde, yaşa göre kota uygulaması yapılmayacağını, bunun doğru bir işlem olmayacağını, her yaştan vekilin olmasının o ülkenin demokrasisi açısından olumlu bir adım olduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Bir yandan ’bu ülkenin geleceğini gençler kuracak’, öte yandan ’siz parlamentoya, belediye başkanlığınına, belediye meclisine seçilemezsiniz, giremezsiniz’ diyorsunuz. Bu haksızlık olur, biz bunu kaldırmak istiyoruz" dedi.

-Askerlerin oy kullanması-

Askerlerin oy kullanmasına yönelik bir soru üzerine de Bozdağ, şu anda subay, astsubay, uzman onbaşı ve çavuşların oy kullandığını anımsatarak, "Komutanlara kullandırıyorsunuz, erata kullandırmıyorsunuz. Komutanlar oy kullanınca, eğilimleri belli olunca orduya siyaset girmiş olmuyor da erat verince mi oluyor? Bugüne kadar kullanılması nasıl orduya siyasetin girmesini sağlamamışsa bundan sonra da sağlamaz. Eratın, askeri öğrencinin oy kullanması kışlaya siyasetin girmesi anlamına gelmez. Propagandayı kışlaya sokmazsınız olur" yanıtını verdi.

Bozdağ, konuyla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı ile görüşüleceğini, fikir değerlendirmesi yapılacağını belirterek, ilgili bakanın konunun taraflarından mutlaka bir değerlendirme aldığını ya da alacağını, ancak bu konuda kendisinin bilgisi olmadığı belirtti. Düzenlemeyi Meclis’in yapacağını, millet temsilcilerinin konunun doğru olup olmadığını değerlendireceğini ifade eden Bozdağ, "Milletin temsilcileri Meclis’te karar verecektir, en doğru kararı verecektir" dedi.

Seçilme yaşının 18’e indirilmesi ve askerlerin oy kullanılması düzenlemelerinin Anayasa değişikliğini gerektirdiğini hatırlatan Bozdağ, bu iki düzenlemenin de Meclis’teki muhalefet partilerinin desteği olmadan hayata geçirilemeyeceğini vurguladı.

Mahalli seçimi öne alan düzenlemeyi MHP ile mutabakata vararak yaptıklarını, bu iki konuda da muhalefet partileriyle olumlu bir zemini bulduklarında gerekli adımları atacaklarını söyleyen Bozdağ, "CHP’nin, Uzlaşma Komisyonu’nda bu konuları önerdiğini, tartışıldığını biliyoruz. MHP grup başkanvekilleri ’biz değerlendirelim’ demiş. Fakat daha sonra CHP’li Koç’un farklı açıklamaları oldu. Bizde anlamadık, bir yandan olumlu cevap verdiler, grup başkanvekilleri ’biz, buna varız’ şeklinde açıklaması oldu, Koç’un da böyle açıklaması olunca hangisine inanacağımızı şaşırdık" diye konuştu.
CHP ile temasa devam edildiğini, mutabakata varıldığı zaman bu konulara ilişkin taslak metinin teklife dönüşeceğini dile getiren Bozdağ, "CHP’nin bu konuda görüşünü ilgili arkadaşlarımız bekliyor, ona göre hareket edilecek. CHP ile bu konuda bir mutabakata varılırsa ona göre adım atılacak" değerlendirmesinde bulundu.

–TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin değiştirilmesi-

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin değiştirilmesinin bir zafiyet doğurup doğurmayacağı yönündeki bir soru üzerine de şöyle konuştu:

"35. madde, Türkiye’de her türlü olumsuzluğun müsebbibi olarak gösterilen bir madde durumuna düştü. Müdahale edenler ’İç Hizmet Kanunu’nun falan maddesine göre bu adımı attık’ dediler. Darbeleri yapanlar kendilerini meşru göstermek için böylesi bir gerekçeye dayanıyorlar. 35. madde işin doğrusu böyle bir gerekçeyi vermiyor. Bu 35. madde, madem darbe yapanların dayanak gösterdiği bir şey, öy
leyse onların dayanak gösteremeyeceği bir hale getirilsin. Bizim istediğimiz de bu. TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin tamamen kaldırılması diye bir şey söz konusu değil. Çünkü o maddede TSK’nın görev tanımı yapılıyor. 35. madde duracaktır, ancak 35. maddeyi değiştiren bir düzenleme olacaktır. Darbe yapanların kendilerine dayanak gösterdiği 35. maddenin bu kısımlarıyla ilgili değişiklik yapılacaktır. Bu değişiklik sadece 35. maddeyle sınırlı değil, başka yerlerde de yansımaları var, bir bütün olarak değiştirilecektir. Yasa değişikliği, Meclis’te gerekli çoğunluk olduğunda yapılabilir ama biz muhalefet partilerinin de destek vermesinden memnuniyet duyarız, doğru bir adıma destek vermelerinden memnuniyet duyarız."

-Daraltılmış bölge-

Bozdağ, "daraltılmış bölge" konusuyla ilgili bir soru üzerine de bu konunun AK Parti’nin hedefleri arasında yer aldığını söyledi. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde bir seçim bölgesinden çok sayıda milletvekili çıktığını, bu bölgelerde vekil ile vatandaş arasında irtibatsızlık olduğunu ifade eden Bozdağ, şöyle devam etti:

"Biz öyle bir sistem kuralım ki vekiller seçmenleriyle daha rahat ilişki kurabilsin, kimi seçtiğini, niteliklerinin ne olduğunu, faydasının olup olmayacağını anlasın. Kalabalık olduğunda böylesi bir yapıyı ortaya koyamıyorsunuz. Çok sayıda vekil çıkaran seçim çevrelerinde buraları daraltan bir adım atılmasının demokrasinin sağlıklı işlemesi, millet iradesinin sandığa doğru yansıması seçmenle seçilenin irtibatı için doğru olacağını düşünüyoruz. Siyasi bir adım atmıyoruz, sandıktan kimin çıkacağını bir Allah bilir, buradan falan partinin aleyhine, filan partinin lehine bir düzenleme yapılıyor demek fevkalade yanlıştır."

-"Barajı düşürme konusunda bir çalışma yapmıyoruz"-

Bozdağ, seçim barajının düşürülmesi yönünde bir çalışma olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine de seçim barajının siyasi istikrarı temin etmek amacıyla Anayasa’ya girdiğine dikkati çekerek, koalisyon hükümetleri döneminde siyasi ve ekonomik krizlerin peş peşe yaşandığını kaydetti. Bozdağ, "Siz diyoruz ki siyasi istikrarı ve güçlü iktidarı korumak Türkiye’nin hayrınadır. Halk buna sandıkta kararı veriyor aslında. 1999 seçimlerinde yüzde 10 barajına rağmen 5 parti Meclis’e girdi. Yine girebilir. Şu an itibarıyla biz barajı düşürme konusunda bir çalışma yapmıyoruz" dedi.

Parlamento gündeminde bulunan ve 13 yeni büyükşehir kurulmasını öngören tasarıyla, "AK Parti’nin kaybettiği sahil kesimindeki belde belediyelerini kapatma amacı" güdüldüğü yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine ise Bekir Bozdağ, şunları söyledi:

"Şu anda kapanın belde belediyelerinin neredeyse 3’te ikisi AK Parti’nin kazandığı belediyeler. Bunların temel nedeni, etkin, verimli ve hızlı hizmet konusunda yaşanan sıkıntılardır. Bundan böyle belde belediyesinin sınırlı imkanlarla yaptığı hizmetleri, aynı yere Büyükşehir belediyeleri götürecek. O beldelerde yaşayan vatandaşlarımız, aldıkları hizmetler on misliyle katlanmazsa bu bedeli bize ödetsinler. Bakın biz bu uygulamayı önce Kocaeli’nde yaptık."

-"Bizden yapılan atışlar da öyle karavana cinsinden atışlar değil"-

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Kimi milletvekillerinizin ya da bakanlarınızın ’3 saatte Şam’a gideriz’ söylemleri var. Bir taraftan ’tezkereyi savaşmak için çıkarmadık’ söylemi var AK Parti’de. Diğer taraftan da bu tür söylemler var" sorusu üzerine şöyle konuştu:

"Böyle bir açıklama yapan herhangi bir bakanımız yok. Bir milletvekili arkadaşımızın olduğu söylendi. Tezkerenin amacı bir tedbir almaktır. Suriye yönetimine de bir mesajdır bu. ’Eğer bu aymazlıkların devam ederse, eğer Türkiye’nin egemenlik alanına saldırırsan, bu ikimiz arasında sorunların daha kötü noktaya gitmesine, belki de savaşa dönüşmesine yol açabilir. Sakın ha bunu yapma. Bu anlamda bir ikazdır, bir tedbirdir. Bu tezkereyi biz aldık ama kullanmayacağız anlamına da gelmesin. Ben, Esed’in mesajı aldığını düşünüyorum. Çünkü şu anda içerlere doğru çekilmeler olduğuna dair bilgiler var. Türkiye tarafından, oradan atılan atışlara anında karşılık veriliyor. Bizden yapılan atışlar da öyle karavana cinsinden atışlar değil. Atışın yapıldığı noktaya koordinatıyla yapılan isabetli atışlar. Onlar, her attığı adımın bedelini değerlendiriyorlardır. Akıllı insanlarsa bu tavrı değiştireceklerdir. Biz de zaman zaman bu tavırları değiştirdiğine ilişkin haberler geliyor. O nedenle umarız Suriye, bu haberleri teyit eden adımları çoğaltır."