EMEKLİ PAŞA SORDU: NEREDE HATA YAPTIK?
YENİ ASYA
http://mas.tbmm.gov.tr/Viewer/View/3067027
Emekli paşa sordu: Nerede hata yaptık?
Türk Silâhlı Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik eleştirilerini “Asker ve Siyaset” adlı kitapta toplayan Genelkurmay İstihbarat Daire eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin, “eğer TSK bazı olayları önleyebilseydi, en azından sadece kendi işiyle uğraşabilseydi, Ergenekon – Balyoz gibi olaylar yaşanmayabilirdi” dedi. Al Jazeera’de yayımlanan röportajında TSK’ya yönelik ciddî eleştiriler sıralayan Pekin, TSK’nın bu ülke için yapacağı en faydalı şeyin kendi işini yapmak olduğunu vurguladı. Subayların da içinden çıktığı topluma yabancı olduğunu vurgulayan Pekin, TSK’nın toplumu tanımadığını kaydetti.
İhtiyaç analizi yapılamıyor
TSK’nın büyük bir teşkilât olduğunu ve belli konularda dönüşümün yapılamadığını dile getiren Pekin, Modernizasyon konusunda da çok geç kalıyoruz. Meselâ tank alımı, füze savunma sistemi gibi prosedürler çok gecikiyor. 15–20 seneyi buluyor. Bunlar gecikince de, onların yerine daha farklı şeyler çıkıyor. Eğer ülkenizin bekasını savunacak bir hava ve füze savunma sisteminiz yoksa yerde tankınızın, havada uçağınızın olması çok fazla bir şey ifade etmiyor” dedi.
TSK’nın parası olduğu halde ihtiyaç analizini iyi yapamadığını “Birisi roket, birisi başka bir şey istiyor. Ama en önemli konularda neye ihtiyacımız olduğunu bilmiyoruz” sözleriyle ifade eden Pekin, “24 senede füze savunma sistemi kurulamıyor ama bu sürede 28 Şubat, 27 Nisan olabiliyor. Ordunun hedefleri konusunda bir sapma var mı?” sorusunu “TSK’nın bu ülke için yapması gereken tek faydalı şey, kendi işini yapmak. Bunlarla uğraşacağına kendi işini yapsaydı, çoktan bunları hallederdik. Ama Türkiye’yi kurtarmaya kalktığınızda, diğer öncelikleri bir tarafa bırakmış oluyorsunuz” şeklinde cevapladı.
TSK, kendi görevine odaklanmalıydı
TSK’nın iki büyük hatası olduğunu ifade eden Pekin şunları kaydetti: “Biri, SK (Silâhlı Kuvvetler) öncelikle kendi görevine odaklanmalıydı. İkincisi, TSK’da hiç kimse kendi kafasının içindekini söylemiyor. Komutanın kafasındakini söylemeye çalışıyor. Komutanlar değiştikçe, fikirler de değişiyor. Meselâ bir durum muhakemesi hazırlatıyorsunuz, sonuç ‘uygundur’. Komutan değişiyor, aynı adamlar tekrar aynı durum muhakemesine ‘uygun değildir’ diyor. Aslında komutanlar da birbirlerine fikirlerini gerçek anlamda söylemiyor. Sağlıklı, devamlı işleyen bir sistem oluşamıyor.”
Toplum, samimi olmadığınızı hissediyor
Deprem, sel vb. felâketlerde TSK’nın ülkenin her tarafına koştuğunu belirten Pekin, toplumun bunu samimî bulmadığını söyledi. Olaylar karşısında “İnsanların acısını paylaşıyoruz” gibi bir yaklaşım görmediğini belirten Pekin, “Toplumun daha farklı bir beklentisi var; meselâ bir komutanının bir eve gelip onlarla çay içip sohbet etmesini, bir hasta varsa, nasılsın diye hatır sorulmasını bekliyor. Biz TSK personeli olarak biraz fazla aristokrat mı davranıyoruz ya da toplumla aramıza bir mesafe mi koyuyoruz, bilemiyorum. Ama bunların görev gereği yapıldığı, içten ve samimî olmadığı hissediliyor” diye konuştu.
Toplumla TSK arasındaki iletişim kopmuş vaziyette
Türk subaylarının da Türk toplumu gibi yaşamadığını belirten Pekin, Subaylarda Batı ve burjuva özentiliği olduğunu söyledi. “Orduevlerinde, kendi içimize yönelik yaşıyoruz” diyen Pekin şunları söyledi: “Toplumun bir askerden ne beklediği konusunda sorunlarımız var. O toplumu tanıyamıyoruz, o yüzden de iletişim kuramıyoruz. Bir de her halde gittiğimiz bazı yerlerde toplumu bazen potansiyel tehdit bazen dost olarak ya da tedbir alınması gereken insanlar olarak görüyoruz. Böyle kategorize ediyoruz. Bu yanlış. Askerlik ve toplumla kaynaşmak farklı şeyler. Sanırım empati yapma konusunda da sorun var. Toplumla SK arasında iletişim kopmuş vaziyetteydi.”
TSK karıştığı zaman işleri daha berbat ediyor
Cumhuriyet mitingleri, 367 kararı vb olaylarında askerin işin içine dâhil olmasının doğru olmadığını aktaran Pekin, “SK bu işlere karışmamalıydı. 367 için de aynı şeyi düşünüyorum. Çünkü karıştığı zaman işleri daha berbat ediyor. Sonuçta bu hukuksal bir sorunsa, bırakın hukukçular halletsin. Bize ne? Hukukçu kendi verdiği kararın arkasında durmuyor, onun arkasına SK’yı koymaya çalışıyor. Asıl sorun bu” dedi. TSK’nın siyasete müdahil olmasında asker kadar sivillerinde suçlu olduğunun altını çizen Pekin, “SK’yı darbeye teşvik eden insanlar var. Her gün gelip insanların kafasını şişiren bir sürü insan var. Zamanında komutanların odalarından çıkmayan gazeteciler, iş adamları vardı. “Genelkurmay Başkanı’nı, ordu komutanını ziyaret eden insanlar, iş adamları var. Ben merak ederim, bir iş adamı bir ordu komutanını niye ziyaret eder?” diyerek önemli bir soruna işaret etti.
Askerî eğitim askerlikten uzaklaştırıyor!
Harp okullarında şabloncu bir eğitim anlayışının hâkim olduğunu belirten Pekin, şunları kaydetti: “Bir türlü o şablondan dışarı çıkamıyoruz. Çıkamadığımız için de yeni şeyler geliştiremiyoruz. Farklı bir şey söylediğinizde, toplum sizi dışlıyor. Bazı şeyler çocuklara saçma geliyor. Kendi kendine soruyor, “Ben bunu neden yapıyorum?” diye. Cevap, askerî mantık… Her şeyin bir izahı olmalı. Böylece çocuklar mesleklerine yabancılaşıyorlar, askerlikten uzaklaşıyor”
Balanlı: Darbeler Türkiye’ye zarar verdi
Harp Akademileri Komutanıyk
en Balyoz dâvâsı kapsamında tutuklanan ve hapishanedeyken emekli olan Orgeneral Bilgin Balanlı, geçmişte yapılan darbelerin Türkiye demokrasisine zarar verdiğini söyledi. Hürriyet’e konuşan Balanlı, “Silâhlı Kuvvetler, bazı sorumlulukları üzerine alarak kendisi bazı girişimler yaptı. Ama bunların sonunda hiçbir zaman başarıya ulaştı diyemeyiz” dedi. Demokrasinin şu an ki niteliksiz halinin geçmişte yapılan darbeler yüzünden olduğunu belirten Balanlı, “Keşke bu darbeler yapılmamış olsaydı. Her şey kendi doğal ortamı içinde yaşansa ve gelişimini tamamlasa belki şu anda demokrasimiz daha nitelikli olabilirdi. Bütün arkadaşlarımda da benzer kanaat vardı” diye konuştu.