ASTSUBAYLAR-2 : ÖZLÜK HAKLARI EĞİTİME GÖRE DÜZENLENSİN

http://www.gunes.com/2013/03/25/haber/guncel/8174/ozluk_haklari_egitime_gore_duzenlensin_.html
Özlük hakları eğitime göre düzenlensin!
YAZI dizimizin başladığı günden itibaren sorunlarını yağmur gibi bize aktaran astsubay arkadaşlarımız gerçekten tam bir dert küpü. "Subaylara tanınan imkânların aynısını değil, sadece ve sadece subaylarla astsubaylar arasındaki maaş uçurumunun biraz olsun kapatılmasını istiyoruz" diyerek sorunlarının en başına bu maddeyi koyuyorlar.
Daha rahat bir görev süreci ile mutlu bir emeklilik dönemi geçirmek istediğini anlatan astsubaylar, "Ne olur başımızı ailemizin ve çocuklarımızın önünde eğdirmeyin" diyorlar.
Maddi sorunlann dışında "emir komutaî zinciri içinde yaşanan bunalımlar nedeniyle ardı ardına yaşanan astsubay intiharlarında değinerek, kanayan yaramızı durdurun" diye konuşuyorlar.
"HEP SÖZ VERİLDİ AMA…*
Konuyu Astsubaylar Güç Birliği Platformuna ileterek bu konularda ne yaptıklarını ve neler düşündüklerini sorduk;
Onlar cevapladı;
"Deveye sormuşlar; ‘Boynun neden eğri?" diye, o da cevaplamış; ‘Nerem doğru ki?"
Türk Subay Kuvvetleri olmuş uzmanlar ve astsubaylar ne yazık ki TSK içinde "beyaz köle" muamelesi görüyor. Sosyal ve ekonomik haklarısın gasp edilmesine bir de amir keyfine bağlı eczalar ve mesailer eklenince üzücü olaylarla birlikte astsubaylar arasında intihar oranlan da yükselmeye başlıyor. ,
Her meslek kutsaldır, örnekleri görevin ağır kolları için veriyoruz. Bir ayın 10 günü 24 saat esasına göre tek kuruş fazla mesai almadan nöbet, tatbikat, gece eğitimi ve özel görevlerle yaşamını kışlalarda sürdüren uzman ve astsubaylar, ne yazık ki göreve büro memurları, mahalle bekçisi ve ya ev ekonomisti gibi birçok devlet memurundan daha alt dereceden göreve başlamaktadır. Sorun defalarca kez Milli Savunma Bakanlığına soru önergeleri ile iletilirken aldığımız vaatler şunlar olmuştur;
■Yükselme kriterlerini yeniden düzenleyen yasa ile subay, astsubay, uzmanların özlük hakları eğitim seviyelerine göre başlangıç dereceleri, kademeleri yeniden düzenlenerek 4 yıllık fakülte mezunları 8/1 MYO mezunları 9/2 lise mezunları 10/1 den göreve başlayacağını;
■ Gelir seviyesi nispeten düşük binbaşı ve daha alt rütbedeki personele hizmet tazminatı artışı ile %20 zam yapılıp MİT ve emniyet personeline 2006 yılından beri makam tazminatı almadığı için ödenen denge tazminatının ödenerek 3’ncü ve 2’nci dereceden emeklilerin intibakının yapılacağını ve diğer haklarımızın karşılanacağını;
■ Hak edilmesine rağmen verilmeyen tazminatların ödeneceğini; duyurdu.
Bu bilgiler basın yolu ile sık sık kamuoyuna duyurulsa da, bizlere tek kuruş bile zam yapılmamıştır.
Subay hemşirelerin emekli maaşı çok daha düşük
1985 yılında GATA Yüksek Hemşirelik Okulu açılıp orduya hemşire yetiştirilmeye başlandı. 1989 -1999 yılları arasında hemşireler subay olarak mezun edildiler. Bir yü 1 önce ve bir yıl sonra mezun olan hemşireler doğal olarak hemşirelik görevlerini yaptılar. Hasta yatağı düzelttiler, iğne pansuman yapıp gerektiğinde hastanın altına sürgü sürdüler. Ama subay hemşirelerin bu görevleri yapması mümkün mü subay bu işleri yaparsa büyüleyici özellik ne olacak? İşte bu yüzd
en bu mezunlar yüksek hemşirelik okulu mezun olmasına rağmen yüksek hemşire ve büro hizmetlerinde kullanıldılar. Bu uygulamaya 1999 yılında son verildi. Elbette haksızlık bu kadarla bitmiyor. 1988 yılında sivil hemşire olarak mezun olan şimdi 1200 lira maaş, bir yıl sonra subay hemşire olarak mezun olanlar 4 bin lira emekli maaşı alıyor. Bunun neresi adalet bunun neresi hukuk bunun neresi.
Erhan Gür/İzmir
PARAVANLARLA AYIRIYORLAR…
Bizler sadece adalet ve eşitlik talebimizi iletiyoruz.
■ Askerliğin olmazsa olmazı disiplindir. Disiplinin tarifinde "Astın ve üstün hukukuna riayet" ilkesi vardır. Zorla disiplin olabilir mi? Olur gibi görünse de en zayıf halkasından kopacağını kurmaylar bilmez mi? AİHM şahsi hürriyetin hâkim kararı ile kısıtlanacağına hükmedip Türkiye’yi tazminata mahkûm etmesine rağmen bu cezalar veriliyor. Hatta amir kaprisi yüzünden verilen hapis cezaları intiharlara ve cinayetlere kadar gidiyor. ■ Neden yıllardır bizi orduda küçümser tavırlarla yönetirler? Neden işe yaramadığımız hissini verirler? Bir başka kurumun personeli okumak isterse teşvik görür, o kurumda yükselir bizlere ise bin bir güçlük çıkarırlar. Hukuk fakültesini kazanan subaya 5 yıl ücretli izin verilir, yüksek lisans yapması için enstitüler kurulur ama bu haktan astsubay yararlanamaz. Müşterek kullanılan gazinolarda vebalı gibi paravanlarla ayrılan yerlerde hizmet alırız. ■ Mahalle bekçileri ziraat ev ekonomistleri meclis stenografları gibi meslekler bizler kadar zor şartlarda çalışmamasına sorumluluk almamasına rağmen 9/2 den, diğer birçok lisans mezunu memur 8/1 den göreve başlar ama bu hak bizlerden esirgenir. 1/4 konusu şimdi verilerek sanki taleplerimiz karşılanmış hissi veriliyor oysa şu anki hali ile 1/4 hiç kazanımı olmayan psikolojik bir kazanımdır.
■ Biz bu ülke için ölmeye yemin ettik taleplerimiz imtiyaz değildir, Ceza, sürgün, sicil tehdidi ile susturulanların sorunları yok sayılamaz.
(Hüseyin Uysal / Kd. Bşçvş)
Sivilde de sıkıntılar yaşıyoruz
Sn. Özkan yazı dizinizin bir umut olduğunu gördük, gerçekleri dile getirip adaletin sağlanmasına katkılarınız için sonsuz teşekkürler;
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde astsubay olabilmek için tunçtan bir beden çelikten sinirler gerekir; Ancak gelin görün ki, astsubay emeklisi olmak Türkiye’de emekliliğin "oh be dünya varmış" demek için değil de, çileler çekmek için olduğunu birkaç hafta sonra fark ettim.
Düzenli ve günde asgari 10 -12 saat çalışan biri için sabahları geç kalkmak bile lüks olmaktan çıkıp işkenceye döndü hele birde ilk emekli maaşını aldığınızda gelirinizin yarıya düştüğünü görerek gerçeklerin su yüzüne çıkmaya başladığını fark ettiğiniz zaman. Lise de ve başka bir ilde tıp fakültesinde okuyan iki evladınım giderlerini emekli maaşım ile okutmam ve ailemi geçindirmem mümkün olmadığı için o gün gazete ilanlarından iş aramaya başladım:
Yedek parça satışı yapan toptancı bir firmanın "Depo sorumlusu alınacaktır" ilam üzerine ilgili firma ile iş görüşmesine gittim prensipte anlaştık ücret konusunda ise efendim ben bir ay çalışayım size ne kadar verimli olacağım siz bana neler sunacaksınız bunu görelim sonra karar veririz mutabakatından sonra işe başladım. Oh görevdeki gibi herkes burnunu işime sokmuyor, ukalalık eden, ahkam kesen, sinirinizi bozan, kişisel egosunu tatmine çalışan kimse yok ;Ben bu şartlarda taş taşısam yorulmam diyerek işe koyuldum. O zamanlar bilgisayar yok orduda uygulanan kayıt karteks sistemi ile 20 gün içinde tüm depodaki malzemenin hangi bölümde hangi rafta kaç adet olduğunu saniyede anlayacağınız sistemi kurdum; Patronun ağzı kulaklarında bana övgüler yağdırıp arada bir diğer çalışanları suçlar iması ile Komutan sen beni kurtardın malıma sahip çıktın daha önce kimler neler götürüyordu bilemiyorum diyerek sırtımı sıvazlarken bende ay başında alacağım maaşın hayalini kuruyordum;
Aybaşında zarfı aldığımda şaka yapıyorlar sandım. Zarfta o tarihteki asgari ücretin yarısı bir para vardı. Zarfı alıp patronun odasına girdim. "Benim çalışmamın karşılığı bu ücretimi uygun gördünüz, üstelik emekli olduğum için size vergi ve SSK prim yükümde yok" dediğimde, "Komutan kendin de söylüyorsun sen emeklisin emekli maaşm var" gibi saçma sapan gerekçeler gösterdi. 1 aylık çalışmam size armağanım olsun dedim ve firmadan ayrıldım. Sonrasında, emlak işleri, şoförlük ve büro hizmetlisi gibi birçok işte çalıştım, çalışıyorum da.
Ben devletimden imtiyaz ve ayrıcalık istemedim, görevimdeki külfetleri bana yükleyenlerin nimetlerden de adaletli bir şekilde yararlanmamı temin etmeleri istedim. Çok mu şey istemişim?
OsmanAda E.Ord.Kd.Bşçvş.
SÜRECEK