Dolar 34,2656
Euro 37,3888
Altın 2.916,24
BİST 8.699,19
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 21°C
Çok Bulutlu
Ankara
21°C
Çok Bulutlu
Pts 22°C
Sal 21°C
Çar 14°C
Per 14°C

GAZİ BABANIN ZOR SEÇİMİ

GAZİ BABANIN ZOR SEÇİMİ
11/01/2013 12:52 PM
20.275
A+
A-

http://www.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=20554500&

GAZİ BABA NE YAPSIN

Terörle mücadeleye ikinci nesille devam eden Türkiye’den düşündürücü bir manzara. Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Taner Uran, İmralı görüşmelerinden bu yana vicdan muhasebesinde. Çünkü o hem terör gazisi hem de oğlunu askere uğurlamaya hazırlanan bir baba

 YIL 1995, KUZEY IRAK

YAKLAŞIK 8 bin şehit ailesini temsil eden emekli Gazi Üsteğmen Taner Uran’ın aklı başka yüreği başka konuşuyor. ‘Kafam çok karışık’ dediği halini anlatmaya 18 yıl öncesinden başlıyor:   1995’te Kuzey Irak’taki Çelik-1 Harekatı’nda PKK’yla çatışmaya girdik. Bağırsaklarım ve sağ ayağım parçalandı. Yaralı askerlerime yardım edemedim, şehit oldular. Öfkem yıllarla büyüdü."

UMUTLA ÖFKE ARASINDA

 "İMRALI ile görüşün demek çok zor, acılarımıza ihanet edecekmişiz gibi geliyor. Diğer yandan düşünüyoruz, vurulduğumda oğlum 2 aylıktı. Dün 18’ini bitirdi. 2 yıl sonra asker. Onun tabutla dönmesini istemiyorum. Yüreğim, ‘gençler ölmesin’ diyor, öfkeme teslim mi olayım, kan duracak umuduyla sürece destek mi vereyim bilmiyorum. En azından bizi rencide etmesinler. "

Gazi babanın zor seçimi

İmralı görüşmeleri başladı, Gazi Üsteğmen Taner Uran en zor süreci yaşıyor: ‘Kızgınım. Gönlüm ‘Öcalan’la görüşülmesin’ diyor, ama yüreğim ‘artık gençler ölmesin’… Oğlum 2 yıl sonra askere gidiyor. Öfkeye mi yenileyim, destek mi vereyim. Kararsızım…’

 

Yelda GÖKDAĞ / ANKARA
Bir yanda İmralı görüşmeleri, bir yanda terör gazisi bir babanın gönlündeki vicdan muhasebesi… 1995’te Kuzey Irak’a düzenlenen ‘Çelik -1 Harekatı’ sırasında PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada bacağı ve karnından yaralanan, uzun tedavilere rağmen kısmi felçle yaşamak zorunda kalan gazi üsteğmen Taner Uran’ın zor kararı… Yaklaşık 8 bin şehit ailesini temsil eden Türkiye Harp Malulu Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Genel Başkanı Taner Uran, yeni sürece ilişkin gelgitler yaşıyor. 2 yıl sonra oğlunu askere uğurlayacak olan Uran, duygularını AKŞAM’la paylaştı.

AKAN KAN DURSUN
URAN, bir yandan ‘akan kan dursun’ diyor, bir yandan terör örgütüne lanetler yağdırıyor. Çözüme ilişkin adımların desteklenmesi konusunda ‘kararsızlık yaşadığını’ ifade eden Uran ‘Öfkeme teslim mi olayım, yoksa ‘akan kanın sonlanacağı’ ümidiyle yeni sürece destek mi vereyim bilemiyorum’ diyor. İşte Uran’ın sözleri:

O ASKERİ UNUTMADIM

KUZEY Irak’ta Çelik-1 operasyonunda terör örgütü PKK ile çatışmaya girdik. Kurşunlar hem bağırsaklarımı, hem sağ ayağımdaki sinirleri pançaladı. Sağ bacağımda şimdi kısmı felç var. Bağırsağımın bir kısmını aldılar. Ameliyatı Çukurca’da seyyar hastanede olmuştum. Tedavim sürerken seyyar hastaneye isabet eden havan mermisi, bir askeri şehit etti. Tedavim 2 yıl sürdü. 1997’de malul gazi olarak emekli oldum. Üsteğmendim. Üç askerim o çatışmada şehit oldu. Yaralandığım sırada bir askerim, ‘Komutanım vuruldum, yetiş’ diye bağırdı. Daha elimi uzatamadan üzerine yüzden fazla mermi sıktılar. O anki çaresizliğimi ömrümün sonuna kadar unutamam.

BU ACIYI BİLİR MİSİNİZ

VATAN borcu İçin size sapsağlam emanet edilmiş gençlerin tabutla ailelerine teslim edilmesi nasıl bir duygu bilir misiniz? Akan kanın durmasını, gençlerin yaşamasını istiyoruz. İki yıl sonra oğlum askere gidecek. Öfkeme teslim mi olayım, yoksa ‘akan kanın sonlanacağı’ ümidiyle başlatılan yeni sürece destek mi vereyim bilemiyorum. Gönlüm ‘Öcalan ile görüşülsün’ demeye bir türlü razı olmuyor. Yüreğimden gelen ses ise ‘artık gençler ölmesin’ diyor. Çocuklarımızın, iki yıl sonra askere göndereceğim oğlumun, tabutla teslim edilmesini istemiyorum. Ama bunu sağlarken, en azından bizi rencide etmesinler…

BENİ MAHVETTİLER

İÇİMDE her geçen gün öfke büyüdü. Şehitlerimiz için, kendim için. Hayatım altüst oldu. Gaziler arasında boşanma oranı çok yüksek. Nedeni ise travma… Ben de boşandım. Çocuklar ayrı sıkıntı yaşıyor, siz ayrı. Sağlığınız gidiyor, beklentileriniz değişiyor. Hayata sıfırdan başlamak zorunda
kalıyorsunuz. Bir de birkaç aylık çocuğu ile 22-23 yaşında dul kalmış şehit eşlerini, annelerini babalarını düşünün. Öfkemiz bundan…

KIYMETİ BİLİNSİN.

İNSANIZ biz de…Aklımızdan güzel şeyler geçerdi operasyon sırasında. O bölgenin doğası çok güzeldi. Keşke diyor insan, burada çatışma olmasa da bu güzel doğanın kıymet bilinse.

Özür dilesinler
‘HABUR sürecinde Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan’ın anlattıkları bizi ikna etmişti. Başbakanımız, ‘Ülkemin bir tek çakıl taşını vermem, genel af asla yok’ demişti. Şimdi de İmralı’da neler söylendi, duymak istiyoruz. Üstelik Selahattin Demirtaş da fedakarlık yapsın. Türk milletinden özür dilesinler. ‘Bu kadar kan aktı özür dileriz. Biz de bu savaşın bitmesi için elimizden geleni yapacağız’ desinler. Şehit ailelerinin tek isteği, bu çekilen acıların boşa çıkmaması.’

Mandela gibi gösterilmesin
‘ÇELİŞKİYİ hepimiz yaşıyoruz. Bu bıçak sırtı bir konu. Bir yandan çok kızgınız. Ama çocuklarımız için bir yandan da acaba İmralı doğru adres mi diye düşünüyoruz. Vurulduğumda oğlum 2 aylıktı. Şu an 18 yaşını doldurdu, Aynı acıların yaşanmasını istemiyoruz. Ama metodun doğruluğu konusunda şüphelerimiz var. Vicdan muhasebesini yapıyorum. Terör bitmeli. Yeni şehit ve gazi haberi gelmemeli. Öcalan ile görüşülmesinden, çok Mandelalaştırılmasına karşıyız.

‘Oğlum boşa şehit olmadı’ dedirtin
ŞEHİT aileleri, ‘oğlum boşuna şehit olmadı’ demeli. Biz yıllarca İmralı ile görüşülmesine karşı çıktık. Şimdi ‘Evet görüşülsün’ demek çok zor. Çünkü bunu söylerken kendimize, acılarımıza ihanet edecekmişiz gibi geliyor. Buna evet demek imkansıza yakın gibi görüyor. Bir defa aileler şunu düşünmeli. ‘Benim evladım şehit oldu ama boşuna değil. Bu ülke bölünmesin diye…’ Aileler bunu kendisine söyleyemezse kendisini kullanılmış hisseder.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.