http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=21129648
Necdet Bey’e açık mektup
Necdet Bey, dün basına ilginç bir haber daha yansıdı. 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman geçtiğimiz pazar günü Ankara Adliyesi’ne çağrılmış ve "Şüpheli" olarak 28 Şubat soruşturmasında savcılara ifade vermiş.
Savcılık, Ataman’ı tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk etmiş, mahkeme tutuklamamış.
Savcılık bunun üzerine adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı istemiş.
Benim bildiğim kadarıyla İstanbul merkezli 1. Ordu, Türkiye’nin en büyük ordusudur. Onun komutanı bile "Şüpheli" olarak ifadeye çağrılıyorsa, sizin bu konuda söyleyeceğiniz bir söz yok mudur Necdet Bey?
O komutan yine bildiğim kadarıyla Genelkurmay Başkanının TSK’daki sağ kollarından biridir. Bunlar sizi hiç mi rahatsız etmiyor?
Deniz Kuvvetlerindeki amirallerin yarısı şu anda tutuklu. Ya bu oluşumlar, bunlardan da rahatsızlık duymuyor musunuz?
★ ★ ★
Necdet Bey, terörle yıllarca mücadele eden ve bu yolda binlerce şehit veren bir ordunun başında görev yapıyorsunuz.
Sizin hükümetiniz şimdi o örgütün başındaki kişiyle resmen pazarlık ediyor. Ülkemizin geleceğini İmralı’da yatmakta olan bir katil belirliyor. Hükümet aciz kalmış, terörü durdursun diye o herifin ağzının içine bakıyor.
Kürtçü milletvekilleri onun ayağına gidip emirlerini alıyor, örgüte götürüyor…
Sonra Kuzey Irak’ta terör örgütüyle yaptıkları toplantılarda katilin resimleri ve örgütün paçavraları önünde çekilen resimleri yayınlanıyor.
Bu terör mücadelesinde general, subay, astsubay, uzman çavuş ve erlerden tam yedi bin şehit verdik.
Siz şimdi olanları içinize nasıl sindiriyorsunuz?
Ülkemizin geleceğinin Abdullah Öcalan isimli bir katilin ellerine bırakılmasına nasıl sessiz
kalıyorsunuz?
Bugün pazarlıklar yapılıyor. KCK’hları serbest bırakacak yasa tasarısı Meclis’e geldi.
Ama bunların siyasi istekleri henüz gündeme gelmedi. Çok yakmda o da gelecek.
"Silah bırakma" karşılığında Doğu ve Güneydoğu illerinde özerklik isteyecekler, federasyon isteyecekler. "Türk" sözcüğü ve kavramı anayasadan çıkarılacak.
Bunlar benim kehanetlerim değil. Herifler bunları istiyor, hükümet veriyor.
Genelkurmay Başkanı kimliğinizle siz bu oluşumlar karşısında nasd sessiz ve tepkisiz kalabiliyorsunuz?
Bazen çeşitli sosyal ortamlarda subaylarla karşılaşıyorum.
Onların söylediklerini siz de bir duyabilseniz Necdet Bey, inanın çok üzülür ve bu çekingen, ürkek, sessiz tavrınızı biraz olsun değiştirmeye karar verirsiniz.
★ ★ ★
Necdet Bey, o makama kaderin cilvesiyle nasıl geldiğinizi bilmeyen yok. Sizden önceki Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve komutanlar, hükümetin yaptıklarını içlerine sindiremediler ve onurlu bir biçimde istifa ettiler.
Böylece bir anda önünüz açıldı, sıranızı bile beklemeden o makama geldiniz.
Hoşgeldiniz, safalar getirdiniz!
Şimdi bu mektubu okurken belki diyeceksiniz ki "Ben, beni bu makama getiren hükümetin bir memuruyum. Öyle her konuda cart curt konuşamam. Konuşursam sayın hükümetimiz bana kızar…"
Tamam, siz bu hükümetin memurusunuz ama sıradan bir memur değilsiniz.
Gariban memur vardır, tavır koyarsa kaybedeceği çok şey olduğunu bilir ve ses çıkaramaz. O memur, iktidarın emir kulu olarak görev yapmak zorundadır.
Siz neden korkuyorsunuz Necdet Bey?
Kaybedecek neyiniz var?
★ ★ ★
Komutanlarınız ve silah arkadaşlarınız içeride.
Türkiye bir din devleti yapılmak isteniyor.
Ülkenin geleceğini İmralı’da yatmakta olan bir katil ve örgütün Kuzey Irak’taki merkezi belirliyor. Özerklik istediklerini artık açık açık söylüyorlar ve sizden tık yok!
Siz bütün bu olumsuz gelişmeler konusunda herhalde şu nedenle sessiz kalıyorsunuz:
"Siyasi iktidar vardır, istediğini yapar… Yargı vardır, istediğini tutuklar… Apo vardır, hükümetle uzlaşırsa ülkeyi bölme hakkına sahiptir!.."
Yapmayın Necdet Bey, yapmayın!
Türk milletinin ordusuna olan güvenini böyle sarsmayın. Bugünkü iktidara yakın olabilirsiniz. Oyunuzu onlara veriyor da olabilirsiniz. Ama siz o makamda Tayyip’in ya da siyasi iktidarın değil, Türk milletinin Genelkurmay Başkanı olarak oturuyorsunuz…
Ve o ordu sizin değil, Mustafa Kemal Atatürk’ün, bu milletin ordusu.
Siyasi iktidar yargıyı ele geçirmiş, sokmuş elini ordumuzun içine, istediği gibi oynuyor.
Cumhuriyet Donanması’nın Komutanı olan Oramiral Nusret Güner geçenlerde niçin istifa etmek zorunda kaldı? Mevcut iki Oramiral’den biri niçin gitti?.. Siz bu olayı haftalarca niçin gizlediniz? Bunları biraz olsun düşünün!
★ ★ ★
Necdet Bey, siyasi iktidar Cumhuriyet Ordusu’nu devşiriyor. Siz o makama gelene kadar ordumuza ana avrat söven şeriatçılar ve yandaşlar, şimdi niçin size övgü düzüyorlar?
Bu ilginç sessizliğiniz, kamuoyunda "Kuzuların sessizliği" olarak tanımlanıyor.
Sessizliğiniz, bu yapılanlara onay vermektir. Bir gün açın ağzınızı da, bir konuşun! Bu gidiş karşısında yok mu söyleyeceğiniz bir şey, yok mu?
Böyle mektuplarla yüce kişiliğinizi rahatsız ediyorsam özür dilerim!
Kolay gelsin Necdet Bey, size daha nice başarılar dilerim!"