NEREDESİNİZ NECDET BEY?

http://tbmm.interpress.com/(S(g105dyw0l2dq5sdvidrgqlrv))/BasinAyrintiGoster.aspx?IDS=35486540&

Neredesiniz Necdet Bey!..

Sevgili okuyucularım, olanları hayretle, dehşetle ve ibretle izlemeyi sürdürüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ve onu yönetenler çaresiz durumda.
Ne olduğunu bilen yok.
Sokakta her gün en az 10 kişi önümü kesip merhaba dedikten sonra soruyor:
“Ne oluyor, ne olacak?.. Nereye sürükleniyoruz?..”
Bazen espri yapıp “Tayyip’e ve Ahmet’e sorun, ne olacağını onlar mutlaka biliyordur” demem yetiyor. Anlayan anlıyor.
Bazen de daha ciddi davranıp “Bir bilen olsa, bize de anlatsa” diyorum.
İnsanlar bu sözlerime doğal olarak inanmıyor, kendilerini kibarca baştan savdığımı düşünüyorlar ama gerçek bu.
Şimdi birileri, hatta en yakınları bu soruları Tayyip-Ahmet ikilisine sorsalar, alacakları yanıt aynı olacaktır:
“Valla biz de bilemiyoruz, irademiz dışında gelişen olayları izleyip bol bol nutuk atıyoruz. Böylece hedef saptırıp vatandaşı uyutuyoruz!.. Burnumuzu bir pisliğe soktuk, şimdi çıkaramıyoruz.”

* * * *

Ülkemizi Ortadoğu bataklığına soktular, çaresizlik içerisinde inim inim inliyorlar.
Asker yok, Genelkurmay Başkanı Necdet Bey ortalıkta hiç yok.
Nerede Necdet Bey, nerede?
Bilen yok!
Dün Ahmet açıkladı. Son çare olarak Jandarma’yı tümüyle İçişleri Bakanlığı emrine verecekler.
Jandarma’nın bütün atamaları, terfileri ve diğer mekanizmaları Genelkurmay’dan alınıp iktidarın eline teslim edilecek…
Ve üstelik üniforması değişecek.
Neredesiniz Necdet Bey nerede?..
Anladık, bu hükümetin memurusunuz, bunu gerektiğinde dile getiriyorsunuz ama bu kadarı da olmaz ki, böyle de sessiz kalınmaz ki!
Siz bu gibi olaylarla uzaktan yakından ilgisi olmayan Tapu Kadastro ya da Meteoroloji Genel Müdürü müsünüz beyefendi, yoksa Genelkurmay’ın başındaki koskoca orgeneral mi?
Türkiye Cumhuriyeti belli bir siyasi kadronun elinde oyuncak edilir ve bütün temel değerleri göz göre göre yok edilirken, nedir zat-ı alinizin sergilemekte olduğu bu kuzuların sessizliği?

* * * *

İşin asıl önemli boyutunu biraz sonraya saklayıp dünkü olaylardan birine kısaca değineyim. Genelkurmay açıklama yaptı:
“Bölücü örgüt Tunceli’de sivil bir firmaya ait altı adet beton mikserini gasp etmiş ve içindeki betonları bölgede yapımı devam etmekte olan ‘Sözde mezarlığa’ giden yol üzerine döktürmüştür. Olayla ilgili adli tahkikat başlatılmıştır.”
Açıklamada sözü edilen sözde mezarlık, PKK tarafından yaptırılan ya da yapımı halen sürdürülen bir PKK şehitliği! Demek biliyorlar ama işi durdurmaya güçleri yetmiyor.
Güneydoğu bu olaylarla dolu… Atatürk heykelleri yakılıp yıkılırken en önde gelen teröristlerin dev heykelleri buralara dikiliyor, hem de devletin gözleri önünde, açılım saçılım uğruna!..
Bunlar olurken Necdet Bey nerede, ordusu ve askeri nerede? Bu olanlardan hiç mi haberi olmuyor?
Bu işlerin üstesinden böyle iki satırlık dandik açıklamalar yaparak gelinmez.
Biz ordumuza duyduğumuz güveni siz ve komuta kademeniz sayesinde giderek yitirdik Necdet Bey.
Sizler de saygınlığınızı yitirdiniz.
Çok acı, çok.

Ve sınırımızı PKK’ya açtık

Şimdi gelelim Kobani olayına… ABD bastırdı, Obama Tayyip‘e telefon etti, sonra bizimkiler kabul etti ve tezgah hemen kuruldu.
“PYD için sınırımızda giriş çıkış koridoru açılmıştır.”
Aman kafanız karışmasın, bunları değişik kavramlar sanmayın.
PYD, peşmerge, YPG ve PKK tamamen aynı.
ABD bunlara havadan silah ve cephane indiriyor, bizimkiler seyrediyor.
Biz ise sınırları resmen açtık. PKK artık bizim askerimizin önünden özgürce, elini kolunu sallaya sallaya girip çıkıyor.
Sabah gidip IŞİD’e karşı savaşıyor, akşam yorulunca Türkiye’ye dönüp istirahate çekiliyor!
Irak ve özellikle de Suriye ile aramızda sınır mınır kalmadı.
Eğer içlerinde yaralı falan varsa tedavileri onlar için kurduğumuz özel hastanelerde, bizim doktorlarımız tarafından -her şey ücretsiz- yapılıyor.

* * * *

Tayyip‘in çiçeği burnunda hariciye nazırı Mevlüt Çavuşoğlu konuştu:
“Peşmergenin (yani PKK’nın) Kobani’ye geçişi için yardımcı oluyoruz.”
Tayyip daha birkaç gün önce “PYD eşittir PKK… Ha PKK ha PYD, bunlar terör örgütü. Böyle bir şeye (sınırı açmaya) biz evet demeyiz” dememiş miydi!
Obama kendisini arayıp gerekli emri verince 180 derece çark etmek zorunda kaldı.
Allah kimseyi böyle aciz ve zavallı durumlara düşürmesin.
Hele devlet hayatında düşmanımı bile düşürmesin.

* * * *

Bu sorular gazeteciler tarafından doğal olarak Genelkurmay’a da soruldu. Sınırımız terör örgütüne resmi olarak açılmış mıydı!..
Gelen yanıt muhteşemdi:
“Açıklama Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılmıştır. Konuya ilişkin soruların onlara sorulması gerekir!”
Dikkat ediniz, Türkiye Cumhuriyeti’nin Genelkurmay Başkanlığı üç maymunu oynuyor:
Görmedik, duymadık, bilmiyoruz.
Şimdi yakıştı mı yani Necdet Bey, yakıştı mı!

* * * *

Adına Kürtçe Kobani denilen Kürt kenti sınırımızın hemen dibinde. ABD buraya PKK‘lı teröristler IŞİD‘li teröristlere karşı savaşsın diye kargo uçaklarıyla tonlarca silah ve cephane indirdi.
Silah ve cephane onlardan, geçişler bizden!
Türkiye’yi her gün tehdit eden, şantaj yapan, ülkemizin altını üstüne getiren, askerimizi ve polisimizi şehit eden, okullarımızı yakan, düzmece şehitlikler kuran bir terör örgütü hem s
ilahlarına kavuştu, hem de Tayyipgiller iktidarı tarafından verilen serbest geçiş iznine.
Yarın Kobani düşer veya düşmez, düşerse veya düşmezse ne olur, Ortadoğu bataklığına saplanan ülkemiz PKK’lı teröristlerin hangi saldırılarına uğrar, işin bu yanını bilmek mümkün değil.
Peki sonrasında, işler durulduğu takdirde ne olur?
Onlara Obama ve Türkiye tarafından gönderilen silahları PKK bize çevirir mi?
Bence hayır, asla çevirmez!..
Bir “Dostluk ve Barış müzesi” kurar, bazılarını orada sergiler!
Öyle değil mi Necdet Bey?