Dolar 32,5246
Euro 34,9712
Altın 2.437,51
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 25°C
Az Bulutlu
Ankara
25°C
Az Bulutlu
Cum 25°C
Cts 22°C
Paz 23°C
Pts 20°C

ASTSUBAYLAR NE İSTİYOR, SON DURUM NEDİR?-5

ASTSUBAYLAR NE İSTİYOR, SON DURUM NEDİR?-5
12/09/2013 4:31 PM
20.222
A+
A-

http://tbmm.ajanspress.com.tr/customer/basic/press/Displayer.aspx?id=32046954&

Astsubaylar Ne İstiyor, Son Durum Nedir?

Seçkin Karaşahin

TEMAD Çankırı İl Başkanı

• Dünden devam

BİZ KİMİZ?

Biz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teknik ve idari kadrosuyuz. "Teknik" sözcüğü yalnızca teknoloji anlamında değildir. Belki teknokrat demek daha doğru olur. Tankların, uçakların, gemilerin, tüm silah ve sistemlerinin bakımı, sevk ve idaresi bizim sorumluluğumuzdadır. Uçağa silahı biz yükler, bakımını biz yapar, uçuşa biz hazır eder, pist başına kadar biz getirir, son kontrolünü biz yaparız. Uçağın, sadece havada uçurulması pilota aittir. Hava Kuvvetleri’nin ilk kuruluş yıllarında Türk Hava Kuvvetleri’nin pilotları, pilotların hocalarının çoğu Astsubaydı. Sonradan kaldırıldı. Günümüzde Hava Kuvvetleri K.lığı yapan generaller, öğretmen Astsubaylara saygı ile yaklaşırlardı. Tanklar da aynıdır, askeri gemiler de.

Bizler görevimizi en üst düzeyde yapmamız gerektiğinin bilincinde bir toplumuz. Biz biliriz ki, yeterince sıkılmayan bir vida, en ucuzu 55 milyon dolar olan bir uçağın düşmesine, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bir uçaktan çok daha fazlasına mal olan bir pilotun hayatına, bir cana mal olacağını çok iyi biliriz. Bu bilinçle görevimizi en iyi biçimde yapmanın sorumluluğunu taşırız.

Görev için yola çıkacak bir tankın, denize açılan bir geminin her an göreve hazır olması gerektiğini, en az bir uçak kadar hassas sistemlere sahip gemi, tank ve silah sistemlerinin en üst düzeyde göreve hazır tutulması gerektiğini biliriz ve bu görevi biz, yalnızca biz yaparız.

Her bölgeden, etnik kökenden, ekonomik ve kültür seviyesinden gelen Mehmetçikleri, belli bir düzen içinde eğitmek, onları bir arada tutmak, sağlıklarından insan ilişkilerine ve askerlik hayatlarından sonraki dönemde hayata hazırlamakta bizim görevimizdir. Bu kadar karmaşık bir toplumu omuz omuza ve kardeşçe bir arada tutmak için neler yaptığımızın sırrını zaman zaman biz bile bilemeyiz.

Biz; İç güvenlikte, asayişte, depremde, sel felaketinde, kargaşada, anarşide, bölücü terörle mücadelede hep ön plandayız. Ordumuzun kahraman Mehmetçiğine en yakın olan biziz. Onlardan birine bir şey olduğunda kendi evladımız gibi içimiz yanar. Şehit düşen bir evladımızın cansız bedenini topraktan ilk biz kaldırırız. İçimizdeki öfkeyi, taşan sabrımızı kontrol etmek bize düşer. Mesleğimizin en zor yanı budur. Yanınızda yaralanmış, umutla gözlerinize bakan bir Mehmetçiğin yaşaması için sadece dua etmekten başka çaremizin olmadığı anlar uykularımızı böler, rüyalarımıza girer.

Bir Mehmetçiğin cansız bedenini anne-babasına teslim ederken, hani basında tek satırlık bile haber olamayan, hani hangi mankenin o gece kiminle yattığı kadar toplum ve basın nezdinde haber değeri taşımayan bir yiğit vatan evladının cansız bedenini sevdiklerine teslim ederken küçülüp kaybolmak isteriz. Gözlerimizi kaçıracak yer ararız. Dilimiz damağımız kurur. Gözlerimiz yanar. Ama gene de dik durmamız gerektiğini biliriz.

Mesai saatimiz yoktur. İş bitince gideriz evimize. Ayda ortalama 5 gün 24 saat esasına göre tek kuruş fazla mesai ücreti almadan nöbet tutarız, haftanın bir günü gece eğitimine katılırız. Tatbikatlar, özel görevler bunun dışındadır. Göreve 24 saat hazırız. Görev gerektiğinde zaman kavramı yoktur. Biz Yunan sınırında, biz Irak sınırında, biz GABAR Dağı’nda, biz Bosna’da, biz Lübnan’dayız. Biz Şemdinli’de, biz Hakkâri’deyiz… Biz, Kuşadası’nda, Bodrum’da Çeşme’de masa başında klimalı, kaloriferli ofislerinde oturan büro memurları ile aynı kefeye konan bir mesleğin mensuplarıyız. Görev koşullarımız ve sorumluluklarımız kıyas kabul etmese de aynı derece ve kademeden göreve başlatılırız.

Mesai saatimiz yoktur. İş bitince evimize gideriz ve bir kuruş fazla mesai tazminatı alamayız. Meslek hayatımızın nerdeyse üçte biri nöbette, tatbikatta, gece eğitiminde, özel görevlerde ve evimizden uzakta geçer. Biz eşlerimizin hamileliğini, çocuklarımızın bebekliğini, diploma günlerini, anababamızın hastalıklarını görmeyiz.

Biz işimizle evliyiz.

Biz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm yükünü omuzlarında taşıyan onurlu, Astsubaylarız.

• Devamı yarın

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.